Hue şehri, 1800-1945 yılları arasında Nguyen Hanedanlığında Vietnam'a başkentlik yapmış, ülkenin orta kısmında yer alan sakin bir şehir. Şehrin en önemli gezilecek yeri, UNESCO Dünya Kültür Mirası korumasında olan, Yasak Mor Şehir ( Citadel ya da İmperial City ) de denilen İmparatorluk Sarayının olduğu kale bölgesi. Yapımı 30 yıl kadar süren şehrin kale surlarının uzunluğu da 2,5km civarında. Şehrin ortasından geçen Parfüm nehri şehri ikiye ayırıyor. Eskiden ginseng çiçeklerinin yaydığı güzel kokudan dolayı bu ad verilmiş, ama şuan o güzel kokudan eser yok. Şehir Amerikan bombardımanlarıyla oldukça harabiyet yaşamış. Hala devam eden restorasyonlarla da eski hali kazandırılmaya çalışılıyor.
Elimizdeki haritayla şehir manzaraları eşliğinde yürümeye başladık.
Truong Tien Bridge
Önce yoğun trafiğin de olduğu köprüyü geçtik.
The Flag Tower
Parfüm Nehri surların etrafını çevreliyor.
Köprüyü geçip, Thuong Tu Kapısı'ndan içeriye girdik.
Girişinde nehirde, birsürü kocaman kırmızı balık, bir sağa,bir sola turluyorlar adeta. İsterseniz yem alıp yemleyebilirsiniz.
Ngo Mon Kapısı, en önemli giriş, İmparator buradan saray çalışanlarına ve halkına hitap edermiş. Karşısındaki ise Thai Hoa Sarayı, taç giyme törenlerinin yapıldığı, yabancı devlet adamlarının kabul edildiği yer. Sadece saray halkının imparatoru görmesine izin varmış, içeri izinsiz girilirse cezası ölüm olurmuş.
Taht Odası
Hung Mieu Tapınağı
Ve diğer kapı, Hien Nhon Kapısı
Şehir gezimizi tamamlayıp koşa koşa Hoian otobüsümüze yetiştik. Yine çantalarımızı bagaja verip, ayakkabılarımızı da poşete koyarak yataklı koltuklarımıza uzandık. Artık tecrübeliyiz. Bu sefer gündüz yolculuğu yapacağımızdan koltuklarımızın arkasını kaldırdık ve etrafı seyrederek yaklaşık 5 saat sürecek yolculuğumuz başladı. Bu sefer mola verilen yerimiz de iyiydi, yemekleri de güzeldi ve karnımızı iyice doyurduk.
Ve nihayet, sonradan şirince ismini koyduğumuz Hoian'a vardık. Daha önceden gece otobüsüne bineceğimizden, 02:00 gibi geleceğiz diye mail attığımız otel sahipleri bizim erkenden geldiğimizi görünce şaşırdılar. Pekçok kişinin yazdığı gibi biz Hoian'ı çok sevdik. İnsanı içine alan bir şehir, küçük, sıcak ve şirin.
ŞİRİNCE BİR ŞEHİR HOİ AN
Hoian, Thu Bon nehrinin kenarında kurulmuş, Unesco Dünya Mirası listesine alınmış ve terzileriyle ünlü bir orta Vietnam şehri. Şehre trenle ya da otobüsle ulaşılabildiği gibi, Danang havaalanından uçakla da ulaşılabilir. Vietnam'da tren bileti almak için https://vietnam-railway.com/ sitesini kullanabilirsiniz. Şehrin en önemli yapısı, zamanında Çinlilerin ve Japonların oturduğu mahalleleri birbirine bağlayan Japon Köprüsü. Hediyelik eşya satan dükkanları ve bozulmamış yapısıyla küçücük bir şehir.
Kaldığımız yer, küçük bir aile işletmesi. Küçücük havuzları, çiçekleri ve çocukluğumuzdaki gibi keyifle gezmemiz için bize verdikleri bisikletleriyle, biz burayı, sahibesi sevgili Tâm, Luk ve eşini çok sevdik. İki kişilik odanın rezervasyonunu https://www. booking. com/ aracılığıyla kahvaltı dahil 20$dan yapmıştım. Otele giderken karşılaştığımız ve tek başına gezen Alman Jesi de yer arıyordu ve oda bizimle geldi. Uygun bir indirimle ona da oda ayarladık. Çok memnun kaldığımız Green Grass Homestay'i şiddetle tavsiye ederim.
Odalarımıza yerleştikten sonra, bisikletlere atlayıp yemek yiyeceğimiz bir yer baktık. Yerel yemeklerden oluşan mönüsünü beğendiğimiz Lame Cafe'ye girdik.
Pho çorbası, tavuklu veya etli olan, erişteli, sebzeli bir çorba.
Hoian birası
Sebzeli ve deniz ürünlü pilav
Deniz ürünlü,sebzeli nodul
Et yemeği
Bütün bu yediklerimiz ve içtiklerimize 600.000VDN ödedik. Ve gece yemeğini eritmek için bisikletle sokak turlarına devam ettik. Gezerken sanki daha önce gelip gezmişiz gibi öyle bir keyif aldık.
01 Şubat 2015 - HOİ AN
Akşama Ho Chi Minh yolcusuyuz. Kahvaltı sonrası, odaları boşalttık ve gündüz gözüyle şehri gezmek istedik. Çantalarımızı bırakmak istediğimizde, evsahibemiz odanın birini, akşam duş alıp çıkalım diye bizim için ayırdı. Bu durum bizi bir kat daha mutlu etti.
Yine bisikletlere atladık. Alman Jesi de bize katıldı. Şehir merkezi, Japon Köprüsü ve ara sokakları dolaştık.
Japon Köprüsü
Bisikletlerimizi parkettiğimiz yer
Heryerde modern heykeller var
Sonra sahile doğru gidelim dedik, belki suya gireriz diye düşündük. Hava sıcak, ama biraz bulutluydu, hatta ara ara yağmur da çiselemeye başladı.
Sakin bir yer ararken şehrin dışına kadar çıktık, sonra bir plaj bulduk. Gençler denize girdiler, çok dalgalı ve serin olduğundan biz girmedik, kenarda oturup mix meyve kokteyllerimizi, biralarımız yudumladık. Sonra tekrar pedal basarak otele döndük.Daha duş alıp, yemek yiyeceğiz.
Pirinç tarlaları
Odaya geldiğimizde oda temizlenmiş, temiz havlular koyulmuştu. Duşumuzu alıp, yine aynı yere Lame Cafe'ye gittik. Burası çok sıcak ve samimi bir işletme. Lezzetli yemeklerini mideye indirdikten sonra, pirinçten yaptıkları onların fıçı birasının tadına da baktık. Light bira tadında, hafif içimli bir bira. Hesap yine yaklaşık 600.000VND . Yemekten hemen sonra otele geçtik.
Uçağımız saat 22:00 da Danang Havaalanından kalkıyor. Yine Vietjet ile uçacağız. Fazla bagaj alımlarımızı daha önceden Hanoi'ye geçerken burası için de almıştık. Daha önceden ayarladıkları büyük bir taksi saat 19:30 da bizi otelden aldı. Onlardan sarmaş dolaş ayrıldık diyebilirim. Danang'a kadar 20$ verdik. Havaalanına vardığımızda uçağımızın 2 saat rötarlı olduğunu öğrendik. Havaalanı info yardımcı oldu, bizden önceki uçak da rötar yapmış ve bizim uçağın saatinde kalkacakmış, bizi o uçağa aktardı. Hemen check in yaptırdık, bagajlarımızı verdik ve uçağa geçecektik ki, sürprizzz, uçak yine 1 saatlik rötar yapmış. Tekrar beklemeye başladık, ben de gezi notlarımı yazarak vakit geçirdim.
Nihayet uçak 23:00 de kalktı ve 00:30 gibi Ho Chi Minh'de olduk. Havaalanı çıkışında taksi ve otobüsler var. Biz 4 kişi olduğumuzdan yine taksiye atladık. Otelimiz merkezde ve taksimetre otele kadar 300.000VDN yazdı. Bütün gün bisiklete bindik, bir de yol yorgunluğu olunca, zaten çok da geç olmuştu, duş alıp yattık. Yarın Savaş Müzesini ve Cu Chi Tünellerini gezeceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder